Doğa ve inovasyon – İnovasyon Kafası | Türkiye'de özellikle çocuklarda inovasyon kavramını hayatın içine sokabilmek adına elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışacağız.

Doğa ve inovasyon

DOĞA VE İNOVASYON

BİYOMİMİKRİ NEDİR?

Doğadan ilham almak ne demektir?

Muhteşem işleyişiyle doğa eskiden beri insanların kurduğu yapay sistemlere il- ham olmaya, olası aksaklıklarda çözüm yolu sunmaya devam ediyor. İnovasyon- la doğanın yolu bir noktada birbiriyle kesişiyor.

Bugün hayatımıza tamamen yerleşen İnovasyon, yaşamlarımızın konforunu arttırdığı için çok değer görmekte. Yeni gelişen teknolojik ürünler, en sıra dışı hizmetlerle gündeme gelen inovasyon, dünyada güçlü bir rekabet rüzgârı esti- riyor. Ancak inovasyonun güçlü ve sür- dürülebilir olması için farklı ve yaratıcı fikirlere devamlı olarak ihtiyaç varken bu fikirlere ulaşmak ise her zaman o kadar kolay olmayabiliyor.

Bilim insanları, mühendisler ve mimarlar, yeni fikirler bulma arayışıyla gözlerini doğaya çevirince, çarpıcı keşifler ve bağlantılarla karşılaştılar.
Yüzyıllardır kusursuz şekilde işleyen düzeniyle doğanın bizim bugün yeni keşfettiğimiz birçok şeyi zaten kullandığını, uzun zamandır çözümünü aradığımız sorunu da çoktan çözdüğünü görmek büyüleyici.
İşte kimi zaman tesadüfen kimi zaman da uzun araştırmalarla doğanın bu mucizeleri, ilham olarak yaşamımıza bir şekilde taşınıyor.
Bu gün artık doğanın sahip olduğu zenginlikleri ve sırları inceleyen bir bilim dalı var. Adı da Biyomimikri.
Biyo (yaşam) ve mimikri (benzetim) şeklinde iki kelimeden oluşan bu isme belki aşina olanlarınız vardır. Ancak henüz yaygın bir kullanımı olmayan Biyomimikri; insanların doğadan ilham alarak ya da taklit ederek yeni ürünler, tasarımlar, sistemler üretmesi. Sizinde farkına vardığınız gibi bu yeni bir durum değil aksine insanlık tarihi kadar eski. Zamanında birçok dahi beyin karşılaştıkları güçlükler için doğadan ilham almışlar. Doğadan aldıkları ilhamı tasarımlarda buluşlarda kullanmışlar. Aslında yeni olan sadece Biyomimikri’nin bir bilim dalı olarak kabul edilmesi ve Biyomimikri konu- sunda makaleler, kitaplar yazılması ve hatta eğitimlere başlanması.
Biyomimikri’ye çok eskilerden örnek vermek gerekirse Leonardo da Vinci ve Wright Kardeşlerden bahsedebiliriz. Leonardo da Vinci’nin kuşların nasıl uçtuklarını inceleyerek geliştirdiği ürüne, Wright Kardeşler motor takarak bugün kullandığımız uçakların atasını yapmışlar.

çakların rahat bir kalkış yapmaları için kuşların aerodinamik hareketleri ve kanatları taklit ediliyor. Günümüzde ileri teknolojide üretilen uçaklara bakıldığında bile bu uçaklar son derece karmaşık hareket kontrolü olan kuşların yanında basit birer taklit olarak kalıyor.

Daha farklı bir örnek, bir balıkçıl olan yalıçapkını kuşundan. Küçük ama gayet hızlı ve etkili bir avcı olan bu kuş hızlı trene ilham olmuş. Japon JR West firmasının geliştirdiği dünyanın en hızlı giden yolcu treninin tünellerden çıkarken çok fazla ses çıkarması sorununa yalıçapkını kuşunu inceleyerek farklı bir çözüm buldular. Yalıçapkını kuşu suya dalış yaparken tıpkı trenin tünele girdiği zaman hava direnci nedeniyle ani değişiklikler yaşamasına benzer değişiklikler yaşar. Trenin burnu, ön farlar da dâhil olmak üzere tıpatıp yalıçapkını kuşunun gagası taklit edilerek tasarlandı.  Trenin bu tasarımdan sonra tünellerden çıkarken yaşanan ses patlamasının önüne geçilebildi ve %10 daha hızlı gitmeye başladı. Aynı zamanda %30 oranında hava basıncı azaldı ve elektrik kullanımı %15 azaldı. İşte bu doğayı örnek alarak yapılan mükemmel bir uyarlamadır.

Mimari alanda da doğadan esinlenme oldukça yaygın. Binalarda, binalarda kullanılan sistemlerde, içinde yer alan eşyalarda doğanın esintilerini görmek mümkün.

Termit kulelerinde bulunan iklimlen- dirme ve havalandırma sistemleri, insanların yaptığı sistemlerden çok daha ileri bir konumdadır. Hava akı- mına aşırı duyarlı oldukları için kusursuz bir havalandırma sağlarlar. İşte doğanın taklit edilerek uyarlanması burada başlıyor. Zimbabwe’ de 1996 yılında tamamlanan Eastgate binasında termit kuleleri ve kulelerde yer alan tümsemler taklit edilerek yapılan doğal havalandırma sistemi kullanılıyor. Termit tümsekleri, yanlarında alçak hava basıncı barındıran bacalara sahip ve bunlar sayesinde hafif rüzgarları rahatlıkla içlerine alabiliyorlar. Termitlerin açtığı tünel yardımıyla sıcak hava yapıdan dışarı çıkıyor ve bu yolla yuvanın soğuması sağlanmış oluyor. Bu sistem ilk beş yılında sakinlerine $3.5 milyon dolar- lık enerji tasarrufu sağlamış.

ATÖLYELER

Atölye'ye nasıl kayıt olurum?

instagram sayfamızdan ``DM`` üzerinden kayıt olabilirsiniz.

Kayıt Formu

Aşağıdaki formu doldurarak da atölyemize katılabilirsiniz.

Kayıt Ol!Atölyeler





    Yeni Üye Kaydı

    Şifre sıfırla